Öne Çıkan Yayın

Çocuklarıma öğütler...

Karşısındakinde gördüğün suç, sendeki suçun cinsindendir. Önce o huyu kendi tabiatından atman gerek. Sendeki çirkin huy, sana onda göründü. ...

17 Ocak 2014 Cuma

Hayatın amacı...

Hayatının amacı nedir? Neye yarar insan? Amaçsız mıdır?

O kadar gürültü, patırtı var ki ve seni bekleyen (ya da öyle sanmayı sevdiğin) bir o kadar da sorumluluk. Yetişme yarışı içinde kendini unutuyorsun. En son kendim için ne yaptım sorusu takıldı kafama. Arabayı sağa çekip şöyle düşündüm bir süre. Çok bir şey bulamadım. Bir şeyler almışım kıyafet niyetine. Bu mu kendime yaptığım iyilik? 40 yaş sendromu mu bana ilişen, nedir? Yıllarca düşünüp, planlayıp tenise başlamak eder iki.

Başka... Kendim mi, ben mi? Hayatımda "ben" olmadığını fark ettim. Ürpertici gerçek. Kaça bölünmesi gerekiyor insanın. Düşün düşün. "Eş, baba, kardeş, hoca, arkadaş, amir, meslektaş, oğul, dayı, torun, kuzen, yeğen, vatandaş" olarak sorumluluklarım olduğunu biliyorum. En azından 13'e bölünmek zorunda ortalama bir insan. Bölün bölüne bilirsen.

Mesela bu gün işe gitmesem ne olur. Şöyle bir şarkıyla "Ankara'dan abim gelmiş, evde bir bayram havası..." ama benim abim yok ki! Çivisi mi çıkar dünyanın? Gammaza kurban gidersin, görüntü yeter. Bir yerde anlatmışlardır. Vatandaş ölüyor. Ama hane negatif götürürler zatı muhteremi Cehenneme. Ancak hayatta yaptığı bazı iyiliklerin karşılığı olarak cehennemdeki kapılardan birini seçebileceği söylenir. Başlar tura. Her milletin kapsında bir zebani bir tek Türklerde yok. Sorar "niye". Yanındaki "ne gerek var zebaniye hele biri yükselsin diğeri onu nasılsa aşağı çeker". Neden bu ülkede insan insanın kurdudur, anlamadım gitti.İyi bayramlar dahi dileyemeyen alt ofis arkadaşlarım, meslektaş "cık" larım var.

Ya da kimseye haber vermeden ve nereye gideceğini bilmeden bir yerlerde 2-3 gün kaybolmak? Acaba polise haber verir mi bizimkiler? Ne heyecan ne heyecan. Giderken iyi ama geri geldiğinde. Düşünmek bile ürpertici. Ama ayağın toprağa değmesi lazım der bizimkiler. Bir parça gerçek toprak, bul bulabilirsen.

Sabahın beşinde kalkıp bir önceki günden kalanları yetiştirmek için bilgisayar başında geçen 2 saat. Yahu ben niye bu kadar çok boş çalışıyorum.  Yaptığım çalışmaların makalelerinde kullandığım kelimeleri yan yana koysam herhalde dünya turu atarım.  Sonunda ne oldu, başım göğe ermedi. Gerçi beklemiyordum. Madalya da takmadılar. Taşlama sonsuz zaten memleketimde hizmet cezasız kalmaz. Bitmez de zaten. Sonrası 7 de kalkıp 8.30 a okula hep geç alan afacanlar. Bunu nasıl başarıyorlar çözebilmiş değilim. Her eve bir Berra-Erkut lazım. Var olan tüm yasaları alt-üst ediyorlar. Tahmin etmek zor. Birde kız çocuklarının matematik sevmediği partavalı. Sevmez tabii. Baksana sorulara. Sorarsan Ali nin 10 bilyesi var 7 si kayboldu.  Kız çocuğuna ne bilyeden.

Haydi bakalım bul hayatının amacını. Bu arada Kelebek ve Dalgıç kitabının yazarına (rahmetli) bir bakın isterseniz. Öz ama ulvi. Küçücük ama büyük kapılar açan. Ya da Show Radyo da Zekirdek'te Adanalı Ayten abla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder