Öne Çıkan Yayın

Çocuklarıma öğütler...

Karşısındakinde gördüğün suç, sendeki suçun cinsindendir. Önce o huyu kendi tabiatından atman gerek. Sendeki çirkin huy, sana onda göründü. ...

4 Ekim 2016 Salı

Farkın benzerliği

Her yerde fark, farklısın iddiaları ama bir o kadar da farkın benzerliği ve hakikatte ne kadar birbirimize benzediğimiz. Zaman zaman acaba sorularını sorduğumda dünyanın değişik köşelerindekilerle evimin değişik odasındakilerin birbirinden aslında çokta farklı olmadığı kanaatine ulaşıyorum.

Tüm masallarda 3 karakter. İyi, kötü ve figüranlar.

Dünyanın değişik köşesinde yine şu an bir insan oğlu kendine aynı soruyu soruyor: Neden burdayım? Farklı coğrafyalar ama bir serçe kuşunun aynılığı. Tek başına serçe kuşunun insanın kendini yalnız hissetmemesine katkısı.

Masallar. Kötünün iyiye dönüşmesi. Fakirin zengin olması, hastanın kurtulması. Güçsüzün güçlü olması. Hep bir dönüşüm. Sonra şu mekan. Sınırlarını bilmeden yaşayamıyor insan oğlu. Anne karnında bir mekan, evlilikte bir mekan, ölümde bir mekan.

Sonra aynı kalmayı sevmiyor. Geride iz bırakmaya bayılıyor. Yürüyor, yürüyor, bazen yanlış yollara saparken, bazen kısa yollar buluyor. Ama hep yol ve yolda düşen, kalkan, ilerleyen insan. Sürekli bir seyahatte, ara sıra arkasına bakıyor.

Yaşayabilecek kadar çalışan, dolabındaki yiyeceğin kendini dünyanın en zengini yaptığını bilen, kalbindeki sevginin kendini şifaladığına inanan. Buna karşın, sürekli kendini hırpalayan, haksız olmayı kabul etmek yerine mutsuz olmayı tercih eden ve dengesiz kalmaktan yıpranmış diğerleri. Bir bebek ders verir gibi uzatılan parmağı sıkı sıkı kavrıyor. Düşmekten, dengesini kaybetmekten korkuyor. Dengede kalmaya çalışıyor 7 milyar insan. Yoksa dünyanın dengesi bozulacak.

Bağ kurmak, birini sevmek, sevgiyi vermek ve almak, sahiplenme kaygısı taşımadan ait olmak. İşte benim evimde değişik odadakilerle dünyanın değişik yerlerinde yaşayanlar. Gerçekte farklı ama hakikatte aynı.

Sıralama değişse de Kutsal üçlü her insanın vazgeçilmezi. Sağlık, aşk, para, ...Firavunun kahinleri de bunu öngermeye çalışıyordu binlerce yıl önce. Korkular, istekler, tutkular, arzular, duaların içerikleri aynı. Sadece kimi bunu Türkçe, kimi Almanca, kimi İtalyanca, kimi İbranice söylüyor. Söylenen ve yaşanan o kadar aynı ki.

Gerçek farklı ama hakikat aynı.

Sahte yaratılan farklar işte beni bu yüzden korkutuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder