Öne Çıkan Yayın

Çocuklarıma öğütler...

Karşısındakinde gördüğün suç, sendeki suçun cinsindendir. Önce o huyu kendi tabiatından atman gerek. Sendeki çirkin huy, sana onda göründü. ...

11 Şubat 2014 Salı

İyi bir sunumun algoritması

Kısa ya da uzun. Sunum ne kadar sürerse sürsün içinde yazacaklarımdan en az üçü olmalı derim.

Dinlemeye hazır bir kitle. Motivasyon sahibi, öğrenme istekli ve alıcıları açık.
İyi bir mekan ne azı çok ne de çoğu az gösterecek. Telefon vb dikkat dağıtıcılar sessiz bekleyişte.
Giderken götürebileceğin, hatırlanabilir bir deneyim (sunan ve dinleyen için). Belki başkalarına da anlatılacak bir şey. Ama sunan değil sunulan hakkında.
Sunucu bilgisi, görgüsü, heyecanı gerek şart ama yeter şart değil.
İyi örnekler. Ama iyi örnekler.
Vermek istenilen mesaj. Yeter şart asıl bu?

Sunan erkekse  sunumda tüm örnekler erkekçe. Bugün fark ettim bunu. Bir sunumu dinlemedeyim. Ar-ge ve inovasyon. Genç, bilgili bir akademik kişi. Belli çok çalışmış sıkıcı bir sunumu kendi için nasıl daha eğlenceli hale getireceği hakkında. Başlıyoruz. 10 dakika onu bekle bunu bekle zaten geç kaldık. Sonra takdim aşaması. Takdim eden sunum yapacak kişiyi takdim ediyor. Sunum yapan kürsüde yine başlıyor kendini takdim etmeye. Taktım bu takdime neden diye? Nerede doğduğunu bilince daha mı dikkatli dinliyoruz sizi? Gereksiz bir seremoni ya da kendine güven manevrası. Eyvallah.

Sonra "Dedemin bana anlattığı bir fıkranın ne anlama geldiğini henüz şimdi anladım" diye devam ediyor. (Jetonun nasıl bu kadar geç düştüğünü düşündürüyor bana). Kayıp gidiyorum konudan. Siz hatırlamazsınız o günleri. Acayip kıl oluyorum bu cümleye. Sen benden gençsin. Verdiğin örneğe göre asıl benim hatırlıyor olmam daha doğru. Bir yanlışlık var ama biraz yaşça büyüğüm, deneyimliyim edası sanırım. Aslında fıkrayla konuya girmek gerçekten riskli bana ne senin dedenden diye düşünüyorum. Biz Osmanlı torunuyuz. Hayda bunun inovasyonla ilgisi? Hadi ya peki biz neyiz? Şaşırdım kaldım.

Çalışılması gereken akademik bir alan. Sunumda verilen örnekler. Mr Howe (dikiş makinasını bulan adam) onu Singer adında bir patent avcısı ağına düşürmüş. Sonra Paterson (elektrikli süpürgenin mucidi). Onuda Hoover almış. Bir örnek Arşimed, başka bir örnek ise Einstein. Futbol takımı diğer bir örnek. Singapur, İsrail ve Kore gibi maskulen/eril ülkeler örnek olarak veriliyor. Gerçek hayatta bir proje geliyor hocamızın önüne. Getiren erkek. Projeyi değerlendirmesi için bir başka hoca çağırıyorlar. Aaa o da erkek. Sürekli kullanılan bir kelime bilim adamı (bunun kadını yok mu ki!!!). Oysaki scientist (ne kadar cinsiyetsiz değil mi?)

Şaka gibi sunum sonunda meraklı meraklı soruyorum genç arkadaşıma. Gerçekten merak ediyorum. Başka bir maksadım yok.

-Hocam bu inovasyon bir erkek işimi? Hani verdiğiniz örnekler hep maskulen, kaslı. Kadınlar yenilik de yok gibi:) (oysaki hayatın tamamını yenileştiren onlar. Erdoğan'ın kitabında var erkekler tünel yaklaşımla kadınların ise yaklaşık 180 derecelik açıyla gördüğü). Bu arada Erdoğan Koç'un kitabı 10 üzerinden 10.

Cevap şaka gibi:

-Ama ben dedemin fıkrasındaki karganın erkek mi dişimi olduğunu belirtmemiştim!!!

Zaman ayırdım, öğrenmek için geldim. Meraklıyım. Demedin mi merak yoksa inovasyonda yok. Size kendimce yenilik sundum, alınmadınız umarım?

Hani sunumda kullanılan görselde var olan İskoç eteği giymiş gayda çalan bir kişinin altından bakan bir çocuk ve diğer çocuk yanda muzipçe gülüyordu ya.

İşte yanda duran muzip gibi.

Lütfen merakı öldürmeyin...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder